3 Mart 2016 Perşembe

03.03.1974 Türk Hava Yolları Paris Kazası’nın Astrolojik Analizi



Takvimler günümüzün tarihinden tam 42 yıl öncesindeki bir pazarı gösterdiğinde, 40. yılı henüz doldurmuş olan milli havayolu firmamızın en yeni ve gelişmiş uçaklarından biri, dünya havacılık tarihindeki en ölümcül kazayı gerçekleştiriyordu.
İşte tam 42 yıl sonra bu elim kazanın astrolojik analizini ve o felakete hangi göstergelerin neden olduğunu irdelemeye çalışacağız.

Türk Hava Yolları 1970'lere kadar ağır gelişmekte olan bir kurumdu ve rakiplerinden biraz geç olarak 1967 yılında jet yolcu uçaklarıyla tanışabildi. Daha önce İngiliz, Hollandalı ve Alman menşeili turboprop yolcu uçakları kullanmış olan kurum, jet çağına daha önce aynı firmanın ikinci dünya savaşı için ürettiği ve savaş sonrası hibe ile gelen DC3 ve C47 modellerini üreten Amerikan Douglas firmasından orta menzilli, dar koridorlu DC 9 modelinde karar kılmıştı. DC9, o sıralar tüm dünyanın güvenle uçurduğu ve çok tercih edilen bir modeldi. Üretici firma Douglas, aynı yıl savaş uçakları üretimine ağırlık veren McDonnel firmasıyla güçlerini birleştirdi. Ezeli rakip Boeing ve McDonnel Douglas, dünya havacılık endüstrisine yön veren ve tekelleşmeye doğru giden iki firma durumundaydı.

1969 yılında aya yolculuk yapacak seviyeye gelen insanoğlu, uzay teknolojisini güncel hava taşıtlarına da uyarlamaya başlayınca rekabet oldukça kızışmıştı. Fransa ile İngiltere ortaklığından supersonic jet Concorde ve Boeing'in devasa 747'si aynı dönemlerde test uçuşlarına başlamıştı. Birleşme sonrasında bu rekabete ayak uydurmaya çalışan McDonnel Douglas ise kısa süre içerisinde mühendisliğini geliştirmiş olduğu DC10 modeli ile pazara girmeye uğraşıyordu. DC10, neredeyse rakibi 747 boyutlarına yakın, geniş gövdeli, orta menzilli ve yüksek yolcu kapasiteli bir modeldi. İkisi kanatların altında, birisi de kuyruk bölgesinde olmak üzere 3 motorlu devasa bir uçaktı. Bir başka rakip olan Lockheed firması da DC10'a tasarım olarak oldukça benzeyen Tristar 1011 modelini pazara yetiştirmeye uğraşıyordu. Rekabet kızıştıkça bu son teknoloji devasa jetleri üst üste sipariş veren özel veya milli havayolu firmalarının sayısı artıyordu.

Uzay teknolojisini sindirdiğini sanan amerikan havacılık sanayi, tek uçakla çok yolcu taşımanın hesaplarını yaparken de kar edeceklerinden emin olarak adımlarını atıyorlardı. DC10 çok sofistike ve karmaşık düzeneklerin olduğu bir tasarım felaketiydi. İç modüllemeye göre ortalama 350 yolcu taşıyabilecek bir kapasiteye sahipti ve ilk tanıtılan modelleri tamamiyle yakıt, bagaj ve yolcu dolu halde 7.000 km menzile ulaşabiliyordu. Rakamlar çok rekabetçiydi ama işletmeye alındıktan sonra dünyanın başına bela olabileceklerini ve binlerce insanın hayatını kaybedecek kusurlara sahip uçan tabutlar olarak ün kazanacakları zamanla ortaya çıkacaktı.

Türkiye Cumhuriyeti 1971 muhtırasından sonra hükümetsiz kalmıştı ve bu durum, ordu destekli ve siyasi belirsizlikle dolu bir şekilde 1973 Ekim seçimlerine kadar da devam etmişti. Yaklaşık 10 yıl önce avrupa ülkelerine çalışmaya giden Türk vatandaşlarını yurda getirip götürmek, olası bir Kıbrıs harekatında yüksek sayıda bir manga askeri adaya bir seferde çıkartmak için yüksek kapasiteli uçakların ihtiyacı belirmeye başlamıştı. 1971 yılında Panam eskisi 1958 yapımı Boeing 707 uçaklarından birkaç tanesi kiralama yöntemiyle filoya dahil edildi. DC9 jetleri yeterli değildi. İşte tam bu sırada, 1972 yazında McDonnel Douglas firmasından bir heyet, Japon Havayolları'nın tedarikçisi Mitsui tarafından siparişi son anda iptal olunan 3 adet DC10-10 tipindeki yolcu uçağını epey bir fiyat kırarak Türk Hava Yolları'na uygun ödeme koşullarıyla satmayı başardı. Kullanımda olan DC9 uçaklarından memnun kalan Türk yetkililer, son teknolojiye sahip, estetik açıdan da göz dolduran bu devasa jetleri aynı yılın aralık ayından itibaren teslim almaya başladılar. Sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir adı verilen 3 adet DC10, Avrupa ülkelerine ilk olarak Türk Havayolları sayesinde girme şansı elde ettiler. Köklü avrupalı havayolu firmaları, bu farklı teknolojiyle donanmış dev uçağın amortismanıyla ilgili şüpheleri olduğundan henüz ülkelerine sokmamışlardı.

İlk tatsız DC10 vakası 1972 yılı ortalarında anavatanı Amerika'da meydana gelmişti. Detroit - Newyork seferi yapan American Airlines uçağı, Ontario eyaletinin Windsor şehri semalarında belirlenmeyen bir sebeple uçuş sırasında kargo kapısını kaybetti. Uçağın az yolcu ve kargoyla yüklü olması sayesinde pilotlar can kaybı yaşanmadan uçağı indirmeyi başardılar. Yapılan incelemeden sonra diğer tüm jetlere göre farklı tasarlanan (dışarıya açılmak suretiyle açılan) kargo kapılarında sorunlar olduğu ortaya çıktı. Satılan tüm DC10 modelleri için önce servis bülteni yayınlandı ve kargo kapılarının komplike kilit sistemlerinin zorlanarak kapatılmaması gerektiğini gösteren etiketler hazırlandı. Üretim aşamasındaki ve henüz sahiplerine ulaşmış uçaklarda sorun giderici faaliyetler uygulandı ve kargo kilitleri modifikasyondan geçirildi. Türk Hava Yollarına satılan 3 uçaktan biri olan 29.üretim numaralı TC-JAV tescilli Ankara uçağı, henüz Long Beach'teki fabrikanın sevkiyat alanında bekletiliyordu. Ne yazık ki üzerine diğer kullanımda olup toplatılan uçaklar gibi herhangi bir modifikasyon yapılmamıştı. Yalnızca kargo kapak kilitlerinin kullanım sırasında zarar görmemesi için türkçe ve ingilizce olmak üzere etiketler yerleştirilmişti.

10 Aralık 1972'de yurda getirilip envantere alınan Ankara, 1974 yılının 3 Mart tarihine kadar sorunsuz uçmuştu. O pazar, sırasıyla Ankara-İstanbul-Paris ve Londra seferlerini yapacaktı. Türkiye'den Paris'e kadar 167 yolcuyla sorunsuz bir seyahat yapan uçak, Paris'te bir gece önceki Rugby maçı sonrasında İngiltere hattı için yaşanan yolcu izdihamına denk gelmişti. British Airways greve gitmişti ve İngilizler ülkelerine dönecek uçak bulamıyorlardı. O sırada Londra ayağını tamamlayacak tek bir uçak olarak Türk Hava Yolları'nın DC10'u mevcuttu. Toplamda 335 yolcu kapasitesi bulunan uçakta, Londra uçuşu için uçakta kalan 117 Türk yolcu dışındaki tüm koltuklar satıldı. 11 uçuş görevlisi ve 335 yolcu, bagajlarıyla birlikte yarım saatte uçağı doldurdu. Öğlen 12:32'de havalanan DC10, 8 dakika sonra 23.000 feet yüksekliğe ulaştı ve tıpkı Windsor olayında olduğu gibi kargo kapısını basınç farkından dolayı kaybetti. Uçak tepeleme dolu olduğundan dolayı ve kargo kapısının patlaması nedeniyle tüm kontrol kablolarının ve hidroliklerinin zarar görmesi kaçınılmazdı. Kargo kapısının kopmasından 72 saniye sonra uçak Paris'in kuzeybatısında bulunan Ermenonville Ormanı'na düştü. Olayda toplam 346 kişi hayatını kaybetti. Kaza o döneme kadar dünya havacılığında rastlanan en ölümcül felaket olarak tarihe geçti.



Kargo kapısını zorlayarak kapatmaya çalışan havaalanı çalışanı cezairli Mahmoudi türkçe ve ingilizce bilmiyordu ve havaalanında THY uçaklarının kargo işlemleri ile ilgilenen türk çalışan yemek arasındaydı. Kargo kapısının üzerindeki uyarı etiketini okumadan kapı kilidini kapattığını sanan cezairli görevliden, uçağı üreten McDonnel Douglas firmasının tasarımcılarına kadar birçok sebebin ve ihmalin ayrıntılarına bir de astrolojik göstergelerle yaklaşalım...



Kazanın oluş dakikaları ve yerine göre çıkardığımız astroloji haritasına göre, güneş Balık burcunda, ASC ve Ay Yengeç burçlarında bulunuyor. Bu bir deniz yolculuğu olsaymış yine ölümcül bir kaza meydana gelir miymiş diye sormadan edemiyorsunuz. Nitekim olayın meydana geldiği anın haritasında hiçbir şekilde toprak elementi bulunmuyor. Dolayısıyla güvenli ve sağlam bir yolculuk ihtimalini görmüyoruz. Kaza haritasının sentezini, sezgilerin, merhametin, empati ve duyarlılığın yoğun olduğu Balık burcu temsil ediyor. Balık burcu yayılmaya, serbest kalmaya, sonsuzluğa erişmeyi temsil eder. Sakarlık, aldanma ve sonucunu görmeden harekete geçme olumsuz özellikleridir.

Diğer taraftan olay bir hava fenomeni olduğundan dolayı hava burçlarına bakalım;

- Havacılık gezegeni Uranüs bir hava burcu olan Terazi'de ilerliyor ve yine bir hava burcu olan Kova'da bulunan Merkür-Jüpiter gezegenlerine üçgen açı yapmış durumda.

-Merkür'ün anaretik 29 derecede retro pozisyonda olması ayrı bir olumsuzluk. Üstelik bu Merkür-Jüpiter ikilisi kaza haritasının 8.evinde, yani kriz alanında konumlanmış. Dahası da var. 12.evde, ikizler burcunda ilerleyen Mars'a da kare açı halinde bulunuyorlar. 4., 8. ve 12. evler olumsuz açılarda, olumsuz derecelerde bulunan gezegenlerin resmi geçidi gibi...Buradaki kilit nokta ise bu 8.evin sınırında kavuşumda bulunan retro Merkür ve Jüpiter olsa gerek.

-12.evdeki Satürn güney ay düğümüyle kavuşum halinde. Konu daha önce yaşanmış ama kimse dersini almamış işaretini veriyor bize...

-12.evin girişindeki Mars, 6.evdeki Neptün ile karşıt açı halinde bulunuyor. 6.ev hizmet ve iş alanı; Neptün ihmal, aldanma, hafife alma eylemlerini gayet iyi açıklıyor. 6-12.evler aksında böyle bir karşıt görünüm, üstelik İkizler-Yay burçları arasında tetiklenmiş olması, haberleşme aksaklığı, aldanma ve aldatılma nedeniyle oluşabilecek sürpriz bir saldırıyı, patlamayı, mücadeleyi betimlemekte...

Şimdi her gezegenin ve konumunun göstergelerine göre olayları sıralayalım.

1. Merkür - Retro, 29 derece Kova burcunda, haritanın 8.evinde :
     * İletişim arızaları,
     * Kargo görevlisinin yemeğe gitmesi nedeniyle yerine dil bilmeyen cezairli Mahmoudi'nin gelmesi. Kapı kilidini abanarak kapatması neticesinde kokpitte kapının kapalı işaretinin gelmesindan dolayı pilotların sorunun kaynağından habersiz olmaları
     * İngiliz havayollarındaki grev nedeniyle uçuşların iptal olması

2. Jüpiter Kova burcunda, haritanın 8.evinde, retro halindeki merkür ile kavuşumda:
     * Diğer uçak seferlerinin iptali nedeniyle Ankara uçağına abartı sayıda yolcu talebi olması. Kargo kompartmanındaki yüklerin artması. Uçağın tam dolu hale ulaşması.

3. Mars İkizler burcu 12.ev - Merkür-Jüpiter kavuşumuna kare açı
   * Doğru bilgilendirilmeme ve üst üste sıralanan abartılı sebepler neticesinde beklenmeyen bir patlama, kaza ihtimali, kargo kapısının 23.000 feet dolaylarında patlayarak açılması

4. Satürn- Güney Ay Düğümü kavuşumu, İkizler Burcu, 12. ev
   * İki yıl önce meydana gelen Windsor olayından ders alınmaması neticesinde beklenmedik bir olumsuzluk durumu

5. Ay Yengeç Burcu, 1.ev
   * Elim kazanın tüm dünyayı yasa boğması ve 13 ayrı milletten insanın hayatını kaybetmesi neticesinde duygusal bir travma durumu...

6. Uranüs Terazi burcu, anaretik 27.derece, 4.ev,
   * Kazaya karışan hava taşıtının teknik donanımlarında bir yetersizlik olması ihtimali
-
-
-

Kaza anının astrolojik göstergelerini çoğaltmak ve sebep sonuç ilişkilerini sıralamak mümkündür. Bunun için bir kere de olayın astrolojik haritasının 4.harmonik haritasını çıkartıp çatışma noktasının ne olduğuna bakabiliriz.


Modern astrolojide kişinin veya olayın çatışma noktasını belirlemek için kaza anının 4.harmonik haritasına bakmak gerekebilir. Haritanın 3.-9.evler aksında Güneş-Uranüs karşıtlığının yerleştiğini görüyoruz. 3-9 aksları kısa ve uzun yolculukları betimler. Güneş hedefi, kimlik durumunu, olayın görünümü gösterirken, karşıt yaptığı Uranüs ise hava kazalarını, havacılık sektörünü, hava aracını betimliyor. Güneşe yakın bir Neptün ise bu yolculuğun belirsizliğini, hatalı birşeylerin olasılığını ve görünmeyen tehlikelerin varlığını betimliyor. 2-8 aksındaki Chiron ve Mars'ın karşıt konumlanması da olaydan yara alınacağını, büyük belayı ve patlamalı bir kriz durumunu betimliyor.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder