8 Mayıs 2023 Pazartesi

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento Seçimleri Astrolojik Analizi

Aylardır tüm ülkenin kilitlendiği ve her sefer olduğu gibi, en kritik seçim olarak adlandırdığı bir genel seçime doğru ilerliyoruz. Hatta son bir haftamız kalmış durumda...


Bu konuda fikir beyan etmemeye azami dikkat gösterdim. En yakınlarıma bile herhangi bir naçizane öngörüde bulunmamaya çalıştım. Ben 2021 yılının Kasım ayında bir erken seçim bekliyordum açıkçası ama erken seçim beklentim ekonomik kriz olarak kendini gösterdi. Boğa-Akrep aksındaki Algol kavuşumlu ilk Ay tutulmasında (19.11.2021) siyasi manevra olarak şiddetli bir ekonomik kriz tertip edildiğini açıkçası ilk aşamada algılayamadım. Enflasyonun %160 mertebelerine eriştiği 1,5 yıllık süreçte, aslında 2021 yazındaki orman yangınları sırasında, kevgire dönmüş sınırlardan koloniler halindeki kaçak girişlerin böyle bir kriz düzeneğine zemin hazırladığını da tasarlayamadım. Çünkü ister istemez saf tuttuğunuz iyi tarafta, umutlu gelecek için öngörüler yapmaya çalışıyorsunuz. Bilinçaltınız sizi hep daha iyisine yönlendiriyor. Lakin aşırı fesatlıkların yoğunlaştığı bir dünya düzeninde nefes aldığımızı unutuyorum. Bunu pandemi süreci hepimize fazlasıyla göstermiştir diye umuyorum.

2023, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yıldönümünde artık alışageldiğimiz siyasi konjonktürün, eninde sonunda fabrika ayarlarına dönmesi niyetinde olduğumuz, yüzdük yüzdük sonunda selamete eriştik arzusunda ilerlerken, 10 şehrimizi yerle bir eden, ilan edilen sayıdan çok daha fazla kayıp yaşadığımıza inandığım bir deprem felaketine maruz kaldık. 2022'nin sonbaharında, bir şekilde 18.06.2023 olarak belirlenen seçimin iptal edilmesi, ertelenmesi veya buna benzer bir sonuçla karşılaşacağımız yönünde şüphelerim oluşmuştu. Deprem meydana geldiğinde bu şüphelerim arttı. Sonra herşeye rağmen seçim tarihi ilan edildi ve ne hikmetse 14 Mayıs tarihi belirlendi. 7, 21 veya 28 Mayıs değil, 1948'de kurulan İsrail devleti ve 1950'de milli şef hükümetinin sona erip, 10 yıl içinde darbeyle bitecek Demokrat Parti hükümetinin seçim kazandığı tarih...bu işin içinde bir iş var sanki demeden edemiyor insan. Sembollerle mi çalışıyorlar acaba? Aksi takdirde çok ağır bedeller ödenerek elde edilmiş bu vatan, 99 yıl boyunca bu kadar kalitesiz, bu kadar aciz ve vasıfsız kişi ve kurumlar tarafından yönetilmiş olamazdı. 

Herneyse, seçim tarihi açıklandı. Bütün falcısı, büyücüsü, astrolü (astroloji trolü), şifacısı, metafizikçisi, ocusu, bucusu tarafından öngörüler sosyal medyada uçuşmaya başladı. Hatta dün (6 Mayıs 2023) günü, 4 cumhurbaşkayı adayından biri ölecekti. Bunu öne süren çok muhterem(!) astrolog hanımefendi kısa bir süre sonra, "beyanatı veren ben değilim, benim adıma hesap açılmış ve benmişim gibi öngörüler sunulmuş. Siz aptal mısınız inanıyorsunuz, ölümü Allah bilir, peygamber onaylar bla bla bla" diyerek arkasını dönüp karanlıklar arasında kayboldu. Dedim ki oturayım şu seçim meselesini irdeleyeyim. 

Hazır bir hafta kalmış, ben de bir şeyler çiziktireyim, nasılsa bu ülkede ortaya saçılan sansasyonlardan kimse utanmıyor, bilen bilmeyen maksat reklam olsun diye yardırıyor. Çete gibi o televizyon benim, bu medya baronunun programı senin misali pinpon topu gibi ordan oraya sekiyorlar. 4 adamdan biri ölecek, sığınmacılar sandıkları basacak, tam seçime bilmemkaç gün kalmışken lavlar patlayıp ortalığa saçılacak, o kaçacak, bu kodesi boylayacak seçenekleriyle envai çeşit olasılıkları yayıyorlar. İşin fenası, algı düzeyi aşırı düşük toplumda bu karakterler iyi de iş yapıyor. Sağlam paralar kazanıyorlar. Aç bir youtube kanalı, her gün 10-15 dakika zırvala ve gelsin paracıklar ve danışanlar hesabı ilerliyoruz uçuruma doğru; ülkenin her alanında olduğu gibi liyakat ve kalite yerlerde...

Bir siyasi öngörüde bulunacaksan, siyaset bileceksin, tarih bileceksin, bilimsel ispatlara dayalı konuşacaksın, hesaplanabilir verileri ortaya koyup irdeleme kapasitesine sahip olacaksın. Yol bilmez, yordam bilmez, mektep medrese bilmez tiplere 6 aylık online derslerle yarım yamalak bilgilerle sertifikasını veriyorsan da takipçisi olacaksın. Malesef bu nitelikler bizim insanımızda bulunmuyor. Doğrusu budur diye müdahil oluyorsan da senden kötüsü olmuyor. 


Herneyse konumuza dönelim.

Bir hafta sonraki, yalnızca bir ay öne çekilmiş normal seçimin detaylarına girmeden önce, tarihimizdeki kritik seçimleri irdeleyerek başlamak istiyorum.





















Çalışmanın ilerleyen safhalarında inceleyeceğimiz seçim haritaları, Türkiye Cumhuriyeti kurulum haritası üzerine, yine Ankara merkezli ve seçimin takriben sona erdiği saat 17:00 transit haritaları yerleştirilerek hazırlanmıştır. 

Kritik önem taşıyan seçimler, kendinden önceki dönemin tam karşıtıymış gibi görülen rakip partilerin kazanması nedeniyle bana göre kritik önem arz etmektedirler. Bunu da belirtmekte fayda var. Haftaya yapılacak seçimlerden tam 73 yıl önce, 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimde Güneş ve Retro Merkür kavuşumu dikkat çekiyor. Güney Ay düğümüne kavuşan TR Mars ve TR Merkür Satürn Kavuşumuna karşıt yapan transit Ay mevcut. Balzamik ay fazı da önemli bir gösterge olarak göze çarpıyor. Tek parti hükümeti/milli şef dönemi ve cidden Atatürk'ün kurduğu ilk CHP içinden çıkan unsurların kurduğu Demokrat Parti'nin ezici çoğunlukla başa geldiği, belki de Türkiye tarihindeki en demokratik seçim olarak referans noktası belirlenebilir. Cumhurbaşkanı'nın parlamento seçimleriyle birlikte yapıldığı ilk seçim. Merkür'ün retro ve Güneş ile kavuştuğu durum, sanki 1946 antidemokratik seçiminin bir rövanşı niteliğinde olduğunu gösteriyor. Bu arada sözkonusu kavuşum TR-Jüpiter'e karşıt konumda. Transit Jüpiter'in TR Güney Ay düğümüne kavuşması da önemli bir detay. İlerleyen safhalarda Jüpiter ve Satürn gibi sosyal gezegenlerin, tüm kritik seçimlerde anahtar rolü üstlendiğini de şimdiden belirtmek istiyorum. 

1950 seçimlerinde inançlar üzerinden yapılan siyasetin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik burada dış destek alınmış da olabilir. Jüpiter konumu ve açıları bunu açıklıyor. Antidemokratik olduğu izlenimi uyandıran milli şef hükümetinin kaybetme nedeni de bir bakıma halka diktatoriyel bir imaj sunmuş olması. Bilhassa varlık vergisi gibi gayrimüslim elitleri karşısına aldığı sert uygulamalar, 2.dünya savaşına ülkeyi sokmamış olmasından daha antipatik görünmüş olmalı. Demokrat Parti unsurlarının da bu antipatiyi kullanıp seçmenin yumuşak karnına gayet doğru biçimde dokunmaları ile bu zafer kazanılmış olabilir. Adalet, çalışma şartları, eşitlik ve demokrasi vaatleri 1950 seçimlerinde iyi çalışmış. Haritanın 5-10 aksındaki Ay düğümleri ve gezegen konumları, çeyrek asrını tamamlamış genç Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerini kendi menfaatleri doğrultusunda değiştirme yönünde olduklarını gösteriyor. Keza Nato süreci ve elimizin kolumuzun bağlanması da 1950 seçimleri sonrasına denk düşer. Hoş, Varşova paktı üyesi olsak, yine aynı koşullarda manipüle edilip duran bir ülke olurduk gibi gözüküyor. 






















Günümüzü etkileyen en bariz seçimlerden birisi 14 Ekim 1973 genel seçimleri olarak gözüme çarptı. Chiron 50 yılda bir doğum/kurulum haritasındaki yerine ulaşır. 1973 seçimlerinde, tıpkı önümüzdeki hafta yapılacak olan 2023 seçimleri gibi transit Chiron ve TR Chiron kavuşuyor. 1960 darbesinden sonra kapanan DP yerine konumlanan Adalet Partisi karşısında hiçbir zaman tek başına iktidar olamayan CHP'de, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra genel sekreter Ecevit dönemi başladı. 1972 yılındaki kurultayda, 88 yaşındaki İsmet İnönü, 10 Kasım 1938'den beri oturduğu CHP başkanlık koltuğunu istifa ile Bülent Ecevit'e devretti. Bir yıl sonra 14 Ekim 1973 tarihinde gerçekleşen genel seçimin astrolojik haritasını da yukarıda görüyorsunuz. Yine Güney Ay düğümüne kavuşan bir Satürn var ve neredeyse T.C.yükselen derecesine kavuşmuş. Dolunay fazı henüz tamamlanıyor. TC Mars, Transit Plüton ile kavuşumda, TC Merkür Satürn kavuşumunun üzerinde transit Uranüs konumlanmış. Belki de Türkiye tarihinin en devrimci seçimleri ile karşı karşıyayız. 50.yılının kutlanmasına 15 gün kalan Türkiye, 50 yıllık bir döngüyü kırıyor. 48 yaşındaki Bülent Ecevit, 46 yaşının sonlarındaki Necmettin Erbakan ile koalisyon kuruyor. Yay burcunda kavuşan ve haritanın 6.evinde ilerleyen Venüs ve Neptün, bir bakıma burada din eksenli  bir siyasetin temellerinin atıldığını da müjdeliyor. Aşırı umutlu, halk desteği alan, 1971'den beri istikrarsız giden siyasi yapının derlenip toplanması için yeniden yapılanmış bir CHP ile, birbirine taban tabana zıt MSP'nin yaptığı bu koalisyon malesef bir yıl sürüyor. Seçimden 2 ay sonra milli şef İnönü vefat ediyor. Neredeyse 15 yıllık bir geçmişi olan Kıbrıs sorunu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile bu hükümet sayesinde çözülüyor. İdeolojik olarak taban tabana zıt oldukları için karşılıklı tavizler yalnızca 1 yıl sürebiliyor. Ecevit Eylül 1974'te, aslında hükümet henüz 1 yılını bile doldurmadan koalisyonu bozuyor. Nisan 1975'e kadar da hükümet bunalımı devam ediyor. Sonrasınd MC (milliyetçi cephe) hükümetleriyle istikrarsızlık 12 Eylül 1980 darbesine kadar devam etmiş. Buradaki Chiron döngüsüne bilhassa dikkat çekmek istiyorum. Ülkenin zaafları, bir türlü iki yaksının bir araya gelmemesine sebebiyet veren ayrıntılar ve yüzleşip iyileştirilmesi gereken meseleler olarak çeşitlendirilebilir. Asala terör örgütü ilk 1973 yılında eylemlerine başladı. 1988 yılında ise kendini fesh edip PKK saflarına geçti. Aslında 50 yıllık bir terör döngüsünün acısını çekiyoruz. Önümüzdeki seçimde aynı görünüm karşımıza çıkıyor olacak. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Chiron döngüsü terör varlığı ile yüzleşmekle tamamlandı. Bu yana kadar geçen süreçte birincil başbelamız terör ve terör örgütleri oldu. 





















6 Ekim 1983 seçimlerine geldiğimizde, 1980 cuntasının 7 Kasım 1982 tarihinde yüksek bir oy çoğunluğu ile kabul ettirdiği anayasa sonrasındaki ilk demokratik (!) seçimlerini, aslında cunta ile çok uyumlu çalışan, bütün siyasi ideolojilerin bileşkesi olduğunu iddia eden Anavatan Partisi kazandı. Öyle ince stratejilerin ve şeytani planların olduğu bir seçimdi ki, Türkiye için ciddi bir kırılıma neden oldu. Hala da 7 Kasım 1982 anayasasını 40 yılı aşkın bir süre geçse bile değiştiremediler. Bu seçimin en bariz astrolojik görünümü Plüton'un Akrep burcuna henüz girmiş olması ve TC Güneş'i ile kavuşmuş olmasıydı. Bir sonraki Plüton döngüsüne kadar Anap-Cunta işbirliği devam etti. Seçim haritasına odaklanırsak, çok ince bir stratejinin uygulandığını, yurtdışı bağlantılı fikir ve mali destek alındığını, ülkenin gündelik yaşantısının tamamen dönüştürüldüğünü sembolize eden gezegen hareketleri bulunuyor. 1983 seçimlerinde başa gelen Anap, en son 1999 seçimleri vesilesiyle oluşturulan 57.hükümetin küçük ortağı olarak 2002 seçimlerine kadar varlığını sürdürdü. Türkiye'yi kendi menfaatlerine göre şekillendirmeye çalışan çok uluslu odakların organize ettiği bir siyasi konjonktür partisiydi. İçinde MC hükümetlerinin unsurlarını ve Kenan Evren cuntasından kurtulan birkaç solcu eskisiyle makyajlanmış sağ tandanslı bir partiydi. Seksenli yıllara damgasını vurdu ve Türkiye bu yeni oluşum sayesinde yolsuzluk, hukuksuzluk ve hanedan rejimiyle tanıştı. 6.Evde Yay burcunda kavuşumda olan Jüpiter, Güney Ay düğümü ve Neptün, dış odaklar destekli siyasal islam etkisinin güncel hayata egemen olacağı işaretini veriyor. Son 40 yıdır da bu etkiyle yaşamaya mahkum edildi. Her ne hikmetse, kadınlarımız Anap iktidarı sayesinde inançlarını keşfetti ve tesettür olgusu ortaya çıktı. Adnan hocasından fetullahına envai çeşit islami terör örgütü, birkaç eşkiya diye küçümsenen pkk belası da aynı süreçlerde hayatlarımıza dahil oldu. 

Buradan şöyle bir sonuç çıkartabiliriz : Güneş'in Boğa-Akrep aksında bulunduğu seçimler kalıcı ve yıkıcı ideolojilerin/partilerin etkisine girmiştir. 






































Benim de ilk oyumu kullandığım 20 Ekim 1991 seçimleri, Türkiye'de tekrar koalisyonla idare edilen siyasetin başlangıç seçimidir. 1989'da Cumhurbaşkanı seçilen Anap lideri Turgut Özal'dan sonra partisinin oy kaybetmeye başlaması, 1980 cuntasında yasaklanan eski siyasi liderlerin tekrar partilerinin başına geçmesi, seksenli yıllarda yıkım yaşayan, bölünen sol partilerin Sodep/SHP çatısı altında seçime girip bir de başlarına Erdal İnönü'yü lider belirlemesi ile siyasi çeşitlilik artıyor. TR Plüton transit Güney Ay düğümü ile yükselen derecesinde kavuşumda, seçim transit haritasının 7.evinde Kuzey Ay düğümü, Jüpiter ve Neptün'ün kavuşumda olması, uzun yıllar çözümsüz ve kısa dönemli koalisyon denemelerinin varlığını işaret ediyor. Transit Merkür Mars kavuşumunun TC Güneş'i kıstırmaları, epey patırtılı, kavgalı dövüşlü bir 90'lı yıllar sürecinin yaşanma ihtimalini işaret ediyor. Terör örgütleri, derin devlet unsurları, bilimum mafyöz olayların bu seçim vesilesiyle güç kazanmasını bu şekilde açıklayabiliriz. Çünkü işin içinde bir de Venüs TC ve transit Plüton kavuşumu mevcut. Bu seçimin ardından gelen süikastler, terör olayları, toplu ölümler, sürekli tekrarlanan erken seçimler sonucunda bir sonraki kırılma noktası olan 1999 seçimlerine doğru ilerliyoruz. 1991 ve 99 seçimlerinin Koç-Terazi aksında yapıldığını önemle hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla başladığı gibi biten, istikrar sağlamayan seçimlerdi. Zira neredeyse gelenekselleşmiş olan Güneş'in Boğa-Akrep aksında tertiplenen seçimlerin uzun soluklu süreçlere vesile olduğu sonucunu çıkarabiliriz. 






















18 Nisan 1999 tarihine geldiğimizde, bir muhtıra, onlarca süikast ve toplu katliam deneyimleyen Türk halkı, 1984'ten beri ülkenin başına bela olan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra, 28 Şubat 1997 muhtırası sonrasında darmadağın olan istikrarı tekrar tesis etmek üzere kurulan azınlık hükümeti erken seçime gitme kararı aldı. Güneş'in 28.derece Koç burcunda gerçekleşen seçimlerde, Bülent Ecevit 73 yaşında, 20 yıl sonra ülkenin başbakanı oldu. Meclis matematiği nedeniyle MHP ve Anap ile 57.hükümeti kurdu. Seçim haritasında TC Güneş, transit Mars kavuşumu epey manidar gözüküyor. Güney Ay düğümü Uranüs kavuşumu ise uzun yıllar sonra ilk kez bir sol partinin şaşırtıcı şekilde en yüksek oyu alıp ülkenin başına gelmesini işaret ediyor diye düşünüyorum ama bu kavuşumun kriz alanında olması, önce bir Marmara depremi, sonra da Cumhuriyet tarihinin en yıkıcı ekonomik krizlerinden birine ev sahipliği yapmasını gösteriyor olabilir. Malum, 1978-79 döneminde başbakan olan Ecevit zamanında yine bu ülke ekonomik darboğazdan geçmişti. Son ilgi çekici gösterge için TC Chiron ve Jüpiter kavuşumunu işaret etmek isterim. Önümüzdeki seçimde yine Jüpiter Koç burcunun anaretik derecesinde olacak. Cesaret başarsızılığı gizleyemedi ve 57.hükümet yalnızca 2,5 yıl iktidarda kalabildi. Seçim haritasındaki Ay Venüs kavuşumu, halkın aslında baştan ne kadar umutlu bir şekilde yola çıktığını gösteriyor. 





















MHP lideri Devlet Bahçeli'nin buyurmasıyla 2002 yazında erken seçim kararı alındığı 3 Kasım 2002 seçimlerinde Güney Ay düğümü ve Plüton kavuşumu, olayın içinde ne menem mafyözlüklerin ve dalaverelerin olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Bu sefer transit Merkür ve Venüs arasında sıkışmış bir TC Güneş görüyoruz. Ay ise TC Merkür Satürn kavuşumunun üzerine gelmiş durumda. Balzamik ay fazı ve seçim sonuçları açıklanırken de Akrep burcunda yeniay olmuştur gibi gözüküyor. Tam kalıcı mafyözlüğün başlangıcı demek için bütün detaylar yerine oturuyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tam da Türkiye'nin Terazi burcunda kavuşan Merkür ve Satürn'ün üzerinde gezinen transit Ay ile kitlelerin adalet temasına atıf veren büyük umutlarla uyutulduğu anlaşılıyor. Jüpiter Aslan burcundaymış ve lider sultasına devetiye çıkartılmış. Asıl enteresan görünüm TC Ay ve transit retro Satürn'ün kavuşması...halk kendine geçmişte de yakıştığını düşündüğünü seçmiş. Transit Güneş TC şans noktasına kavuşuyor. Bu değişimin ve AKP başarısının ülkenin büyük bir şansı olduğu parlatılmış. Keza, hatırladığım kadarıyla ülkedeki bütün enteldantel tayfa o dönem pek memnundu hayatından...






















2002'den bu yana yaşananları teker teker sıralama zahmetine girmiyorum. Nelere bulaşmış olduğumuzu, nasıl göz göre göre çamur deryasının ortasına bastığımızı fazla açıklama gereği duymuyorum. Çünkü 20-21 yıl boyunca yaşadıklarımızı sağır sultan bile deneyimledi. Ne itibarımız kaldı ne de haysiyetimiz. Dünyanın maskarası olduk ve hala durmak yok yola devam diyoruz. 

Cumhurbaşkanını parlamento yerine halkın seçmesi üzerine yapılan 12 Eylül 2010 referandumundan sonra 10 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk halkın seçtiği cumhurbaşkanlığı seçiminden bir yıl sonra 7 Haziran 2015 seçimlerinde (Güneş İkizler) uzlaşma sağlayamayan dönemin parlamentosu, uzun bir terör ve karambol sonrası 1 Kasım 2015 günü ikinci seçimi gerçekleştirdi. %49,9 oranıyla tekrar iktidarda kalan AKP'nin tarihinde aldığı en yüksek oy oranının yapıldığı seçim haritasını üstte görüyorsunuz. Bu seçimde TC Chiron transit Uranüs ile kavuşuyor. Manipülasyonun, mafyözlüğün, korkutma ve algı yönetiminin tavan yaptığı bu seçimlerde transit Ay, TC plüton ile kavuşurken transit Plüton ile karşıt yapıyor. Aynı zamanda yarı Plüton döngüsünde olan Türkiye için bu seçimlerin büyük bir yıkım/dönüşüm noktası olduğunu görmemek elde değil. Zaten bir daha da iflah olamadık. 15 Temmuz 2016 kalkışması, 16 Nisan 2017 şaibeli referandumu, 24 Haziran 2018 adamın kazandığı cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri, Mart 2019 yerel seçim sonuçları derken, araya bir pandemi ve arkasından 2001 krizini mumla aratan bir ekonomik krizin içinde bulduk kendimizi; 2015 Türkiye Cumhuriyeti'nin artık tek kişinin insiyatifiyle yönetilen bir ülke haline dönüşmesini izlememize sebebiyet veren olaylar zincirinin fitilini ateşledi. 


...ve geliyoruz 14 Mayıs 2023 seçimlerine;





















Vatanseverlik kazanacak demek en doğrusu olacaktır. Seçim sandıklarının açıldığı saat olan 17:00'yi her seçim için referans aldım. Transit Venüs, tam TC. haritasının yükselen derecesine oturuyor. Venüs yengeç memleket sevgisine karşılık gelir. Ay Neptün'e doğru ilerliyor. Seçim sonuçları açıklandığında muhtemelen kavuşmuş olurlar. Açıkçası her türlü medyanın o gece yalan yanlış bilgilerle algı manipülasyonu yapması kaçınılmazdır. Üstelik tam da birinci evde ilerleyen Mars ile üçgen açı kalıbı kuracak bu Ay Neptün kavuşumu...dolduruşa gelmeyin diyor. Provokasyonlar ve güvenlik zafiyeti had safhada olacaktır. Dolduruşa gelirseniz kan akar uyarısı veriyor. Türkiye'nin Güney Ay düğümü Satürn ile kavuşuyor. Yine vıcık vıcık inanç istismarı, üstelik dış ülkelerden destekli, tüm tekkeler/zaviyeler/cemaatler/ciasal akıl vericiler işbaşında olacak. Lakin transit Satürn, TC Güneş ile çok uyumlu bir açı kuruyor. Artık kimin ne olduğunu ve ne tür dolaplar çevrildiğini idrak etmiş durumdayız sanki... Transit Merkür hala retro pozisyonda transit Kuzey Ay düğümüne kavuşmak üzereyken, Jüpiter de Koç burcunun anaretik derecesinde ilerliyor. Alelacele aradan çıkartma amacıyla yapılmış bir seçime benziyor. İktidarda olanlar için yolun sonu gözükmüş olsa da, son 6-7 yıldır kurdukları düzeneklerin tıkır tıkır işleyeceklerinden emin gibiler; üstelik geçmişte yaptıkları seçim oyunlarına yine yeltenecekler. Üstelik bu seçim 2019 İstanbul yerel seçimleri gibi tekrarlanabilir de; Cumhurbaşkanlığı seçimi büyük ihtimalle ikinci tura kalacak gibi gözüküyor. Çünkü %50+1 elde etmek için destek olabilecek bir MHP, kendi içinden çıkan IYİP ve Zafer partisine oy kaptıracak gibi gözüküyor. 14 Ekim 1973 seçimlerindeki aynı Chiron döngüsünü 100.yılda tekrar görüyoruz. İktidar 20 yıllık gücünü rakiplerine kaptırsa da, yerine gelecek ittifaklar bir yılı bulmadan birbirlerini yemeye başlayabilirler. Tıpkı Ecevit-Erbakan ikilisi gibi, askeri bir harekat sonrası yolları ayırabilirler. Çünkü bu seçim önceden deneyimlenen birçok seçimin bileşkesi gibi gözüküyor. 80 cuntası belasından kurtulmak için takunya hanedanına sığınmak, milli şef dönemi CHP'sinden kaçıp da darbeye kadar varacak işlere imza atan DP iktidarının baskısına sığınmak veya en yakında yaşanan 57.hükümetin sebebiyet verdiği imajı oluşturup, Ecevit'i hasta ve bunak gibi algılatıp 20 sene sürecek bir badem dönemine kavuşmak gibi bir etkisi var bunun...Transit Güney Ay düğümü TC Güneş üzerinde ve Kova burcunun girişinde retro harekette bulunan Plüton'un transit Ay düğümlerine T-kare oluşturması çıkmaz sokak hissine sebebiyet veriyor. Halk umut dolu ve cidden vatanının kurtulmasını istiyor ancak bu ülke üzerine o kadar içten ve dıştan oyun oynanıyor ki, umut züürdün tesellisidir deyip umarım değişim gerçekleşir ve yeni bir sayfa açarız hevesinden vazgeçmiyoruz. 

Ancak gerçekçi olmamız da gerekiyor. 18 milyon kaçak sığınmacı, daha 4 ay önce yıkılmış 10 şehir ve sonucunda vefat sayılarından bile emin olamadığımız bir konjonktürde, her geçen gün kalleş provokasyonlarla yara almaya devam ediyoruz. Üstelik %150-160 (emin bile değiliz) civarında korkunç bir enflasyonla boğuşurken, her gün sosyal medyada rezil ifşaatlerle sarsılırken, dünya haritasında yerini bile zar zor bulduğumuz ülkelerde, bizim toprakların kaderini belirleyecek seçimler için sandık yerleştiren bir ysk varken, asker, polis, mit, yargı, merkez bankası ve tüm en can alıcı devlet organları tek bir kişinin elinde oyuncak olmuşken, söyler misiniz seçim sonucu kimin veya kimlerin lehine çalışır?

Bu seçim çıkmaz sokak, üzülmeye devam ederiz gibi gözüküyor. Çünkü seçim tarihindeki sembolizm gibi, bizler çoktan parmağımızı verip bacağımızı kaybetmişiz. 14 Mayıs 1950 ve 14 Mayıs 2023 yılları arasındaki 73 yıllık sürecin analizini yapacak idrak kapasitesine sahip olduğunuzu düşünüyorum.  Seçimi muhalefet kazansa ki, acaba o da muhalefet mi diye sorgulamadan edemiyor insan; 1000 odalı sarayında bütün otoriteye sahip bir karakteri nasıl oradan çıkartacaklar? Yıllardır süne zararlısı gibi devlet imkanlarını sömüren organizmaları nasıl ayıklayacaklar? 100 senelik hayatında yalnızca Menderes ve iki bakanından hesap soran bir devlet, bunca rezilliğin telafisi için hesap sorma mekanizmaları geliştirir mi sizce?


Önceki son 20 yıllık seçim aritmetiğinde ne değişti de yeni bir şeyler söyleyeceksiniz diye sorgulamamız gerekiyor. Astrolojinin işaretlerinizi önünüze koydum. Kıyaslamaları yaptım. Mucize olmayacak, beklemeyin demek inanın çok ağır geliyor. Benim tek dileğim kan akmaması, kalleş provokasyonlar nedeniyle geçmişte maruz kaldığımız kötülüklerle tekrar yüzleşmemek...gerisi zaten kendiliğinden gelir. Kader (Güney Ay düğümü) ülkenin Güneşi üzerinde, tekamül ise (Kuzey Ay düğümü) retro pozisyondaki Merkür'e kavuşuyor. Kader ve tekamülü kilitleyen ve zorlayan bir Plüton varlığı ise tüm haşmetiyle karşımızda duruyor. Sanki gizli bir kara bela gelişmemizi, ilerlememizi, sorunlar yumağından uzak kalmamızı istemiyor. Pinpon topu gibi oynatılan bir ülke halindeyiz demek istiyorum. Plüton yine Oğlak burcuna geri girecek ama bunun için 11 Haziran tarihini beklememiz gerekecek. Açıkçası şu seçimi 18 Haziran 2023 tarihinde yapmış olsak şartlarımız çok daha yumuşak olurdu. Hem Jüpiter Boğa'da ileriliyor olacaktı, hem de Merkür retrosu gibi iç kıyıcı bir pürüz ayağımıza dolaşmayacaktı. Güneş İkizler burcunda ilerleyecekti. Teyzem-eniştem veya yumurta-tavuk sorunsalı gibi oldu bu kısım biraz, kusura bakmayınız...


"Aynı hataları, aynı gereksiz ve sonuçsuz stratejileri uygulayıp farklı bir sonuç almak imkansızdır"söylemini bir kere daha idrak etmiş olacağız. Bir beladan kurtulalım da sonrasına bakarız saflığını bir kere daha deneyeceğiz. Ancak bela belayı doğurur bu topraklarda ve bu gerçek yukarda sıraladığım eski vakalarda olduğu gibi hiç şaşmamıştır.


Umarım yanılırım...  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder